Psikopati başarılı bir şekilde tedavi edilebilir mi?

Psikopati için etkili, bilindik ilaçlar ya da başka müdahaleler var mı?

(Cevap Aftermath gönüllüsü bir psikopati uzmanı tarafından alınmıştır ve İdari Komite tarafından onaylanmıştır)

Her ne kadar psikopati henüz, resmi psikiyatrik taksonomisinde (DSM-IV) kişilik bozukluğu olarak yer almıyorsa da, devamlı duygusal, davranışsal ve kişilerarası içeriklerden oluşur ve bir kişilik bozukluğu olarak kavramlaştırılabilir. (Aslında, psikopatinin ön kriterleri, DSM-V’de kişilik bozukluğu olarak listelenmiştir denebilir). Özel olarak psikopatiyi tedavi etmek için tasarlanmış ilaçlar olmasa da, hastalığa eşlik eden semptomları tedavi edebilecek ilaçlar vardır. Örneğin, antidepresanların, antipsikotiklerin ve mod düzenleyicilerin, bozukluğa bağlı asabiyete, saldırganlığa ve dürtüselliğe yönelik yardımı olabilir. Psikopatinin altında yatan sinirsel substratlar hakkında daha çok bilgi edindikçe, bozuklukta etkili olacak farmakoterapi için olasılıklarda ilerleme görülmesi muhtemeldir.

İlaçtan başka, her ne kadar bulgularda çelişkiler olsa da, psikopatik belirtilerin tedavisinde bazı etkililik kanıtları vardır. Caldwell ve meslektaşlarının bir çalışmasında (2007), psikopatik özellikleri yüksek tespit edilmiş gençlerin, mahkeme emriyle hastanede gördükleri tedavi sonrası ilerleme gösterdikleri saptanmış, bu da kişilerarası yetenek ve ilişkilerinde uygun davranma gelişimi olduğunu tespit etmiştir. Buna rağmen, psikopatik özelliklerde en yüksek skoru alan gençler, referans çizgisi (baseline) döneminde ve tahliye sırasında, düşük skor alan diğer gençlere göre daha yoksun davranışlar sergilemişlerdir. İlaveten, psikopati skorları, tedavi yanıtlarında kayda değer bir etki göstermemiştir ve tedavi zamanını değerli kullanan gençler, tahliye sonrası, şiddet içeren suçları daha az işlemişlerdir (4 yıllık bir periyod sonrası takdir edilmiştir).

Başka bir çalışmada (Skeem, Monahan, & Mulvey, 2002) psikopati, tedavi topluluğu ve yetişkinler arası müteakip şiddet arasındaki ilişki incelenmiştir. Geniş bir psikoterapi veya psikoterapi ve ilaçtan oluşan tedaviyi takiben ve yeterli sayıda tedavi seansına katılımlarının sağlanmasıyla, psikopatik hastaların şiddet azalımında, psikopatik olmayan hastalar kadar iyileşme gösterdikleri tespit edilmiştir. Bununla birlikte, başka çalışmalar, psikopatik belirtiler taşıyan gençlerin tedaviden (geniş bireysel/grup terapileri ve okuma sınıflarından oluşan) fayda sağlayamadığını rapor etmiştir; tedavi sırasında davranış sorunları sergilemiş, tedavi ortamından çıktıktan sonra az gelişme göstermiş, tedaviye az katılımda bulunmuş, gelmemiş ve tahliyenin ardından yüksek suç işleme oranları vermişlerdir (ONeill, Lidz, & Heilbrun, 2003).

Bulgulardaki bu tutarsızlığın bir açıklaması, bazı tedavilerin diğerlerinden daha iyi işliyor olmasıdır. Başka bir olası açıklama ise, tedavilerin kimi gençlerde diğerlerine göre daha etkili sonuçlar verdiğidir. Sonuç olarak, bazı katılımcılar diğerlerine göre tedaviye karşı daha az uyumlu olsalar da, tedavi etkili olabilir. Bu açıklamalardan hangisinin daha anlamlı olduğuna karar verebilecek kadar çok şey bilmiyoruz.

C. J. Patrick’in Psikopati El Kitabı’nın “Psikopati tedavisi: Deneysel bulguların yeniden gözden geçirilmesi” bölümü ve Salekin ve Lynam’ın Çocukluk ve Ergenlikte Psikopati El Kitabı’nın “Çocuk ve Ergen Psikopatisinin Tedavisi: Değişime Odaklanma” bölümü, tedavi sonuçlarının gözlemlendiği son çalışmalar üzerine iyi bir genel açıklama sağlamıştır. F. Rotgers ve M. Maniacci’nin Antisosyal Kişilik Bozukluğu: Karşılaştırmalı Tedaviler Üzerine Pratisyen Rehberi (2005), tedavi hakkında bir başka iyi kaynaktır.